Sezen Aksu dinlemek öyle bir his ki…
Adamı acının tam ortasına sürükleyip bırakıyor resmen. Sezen
Aksu deyince nedense insanın aklına hep acıklı şarkıları geliyor. Sanki hiç
hareketli şarkı yapmamış gibi. Ya da o kadar çok iz bırakacak duygusal şarkı
yapmış ki hareketli olanların esamesi bile okunmuyor yanında.
Bütün
acılarımızı hepimiz Sezen Aksu şarkısıyla çekmişizdir muhtemelen. En az iki
tane dinlediğimiz olmuştur. Ne kadar vazgeçemesek de ‘’ Vazgeçtim’’i
dinlemişizdir. Ne kadar geçmese de ‘’Geçer’’i.
Yağmurlu havalarda bir bardak kahve koyup camdan dışarıyı
izlerken ‘’Deli Kız’ın Türküsü’’nü de dinlemiş olabiliriz belki.
Hiçbir şey
yokken de durduk yere açıp hüzünlenmişizdir. O sözler kim bilir neler yaşandı
ve bitti de yazıldı söylendi bunu en iyi Sezen Aksu bilebilir herhalde. Birisi
senin hayatından çıkıp gidiyor ve sen bütün acılarını dizelere döküp
besteliyorsun bu nasıl bir acıdır ki sana o sözleri söylettiren…
Mesela benim
hayatımda en büyük iz bırakan şarkısı sanırım ‘’Küçüğüm’’ şarkısı. Şuan 19
yaşındayım istersem 39 veya 49 olayım o şarkıyı dinleyince küçücük bir kız
çocuğu gibi hissediyorum. Sanki şu hayatta kazandığım yaptığım her şey yalanmış
gibi geliyor. Ne kadar az yol almışım ne kadar az yolun başındaymışım meğer
elimde yalandan kocaman rengârenk geçici oyuncak zaferler deyince. Bu hayatta
daha ne kadar eksikmişim diyorum kendi kendime. Zaten Sezen Aksu’nun da bu
şarkıyı söylerken sesi titriyor gibi geliyor bana.
Benim için bir
başka önemli şarkısı da ‘’Sarı Odalar’’.Bir ilişki bitimini açıklayan gelmiş
geçmiş en iyi şarkı bence. Oğluna yazdığı söylense de ben alakası olduğunu
düşünmüyorum.(Nitekim Sinan Çetin’e yazıldığı da söylentiler arasında)Bir kadın
bir gidişini bu kadar mı güzel anlatır. Ben sen sen diye bittim oğlum, hadi
bakalım unut unutabilirsen derken karşıdakine hissettirilen acıma duygusunun
kendini yüceltmenin verdiği hazla karışması sonucu herkesin bir parça hayat
bulacağı bir Sezen Aksu parçasıdır ‘’Sarı Odalar’’.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder